Yalnızlık
Yalnızlık, bireyin diğer insanlar ile yeterince aidiyet, bağlılık, samimiyet hissedememesi ile ortaya çıkan bir boşluk hissidir. Bireyin çevresinde bağ kuramadığı durumlarda görülebileceği gibi; bir romantik ilişkisi olan veya sosyal çevresi geniş kişilerde de sık görülebilmektedir.
Yalnızlık, bir kişinin hayatında yeterince sevgi hissedememesi olarak da görülebilir. Yalnız hisseden kişi çoğunlukla bunu fark edemez, fark etse dahi çoğu zaman da tanımlayamaz. Yalnızlık hissine üzüntü ve mutsuzluk duyguları da eşlik edebilir. Bu his ve duygulardan kaçınabilmek adına kişi çok yoğun çalışabilir, kalabalık ortamlarda bulunmak isteyebilir, çok fazla oyun oynayabilir, film veya dizi izleyebilir ya da kitap okuyabilir. Kimi kişilerde ise yoğun alkol tüketimi veya uyuşturucu madde kullanımı görülebilir. Yalnızlık hissi bazı dönemlerde uyuşmuş ve kopuk bir hal yaratır. Böyle durumlarda kişi ne düşündüğünü ve ne hissettiğini algılayamaz. Genel anlamda isteksizlik, uyuşukluk, kronik yorgunluk ve yaşama karşı ilgisizlik görülebilir.
Yalnızlığı ikili ilişkilerde ortaya çıkaran 3 tetikleyici vardır: İlki ilgi eksikliğidir. Birey, karşısındaki kişi tarafından yeterince önemsenmediğini hisseder. Dışarıdan bakıldığında ilişkide bir sorun yokmuş gibi görülebilir fakat yeterince sevgi, samimiyet veya sıcaklık yoktur. İkincisi; empati yoksunluğudur. Birey, karşısındaki kişi tarafından anlaşıldığını yeterince hissedemez. Böyle durumlarda kendini ifade edememek veya bir türlü anlaşılamamak genellikle öfkeye sebep olur. Üçüncüsü ise bakım eksikliğidir. Birey, karşısındaki kişiden yeterince yönlendirme ve rehberlik alamaz. Bir sorun yaşadığında karşısındaki yeterince yol gösterici değildir, çaresiz hissettiğinde karşıdaki kişiye sığınamaz.
Psikolojik danışma sürecinde birey, yeni ilişkiler başlatması ve sürdürmesi konusunda cesaretlendirilir, bu süreci kolaylaştıracak şekilde adım adım davranış görevleri tanımlanır. Mevcut ikili ilişkilerinde kendisini yalnız hissettiren kişileri veya durumları tanır, kendi istek ve ihtiyaçlarını fark eder ve karşısındakine ifade eder. Kimi kişiler sevgi yönünden doygun ilişkilere sahip olsalar dahi, bir türlü yalnızlık hissinden kurtulamazlar ya da ilişkilerini sabote ederek yalnızlık hislerini farkında olmadan sürdürürler. Böyle durumlarda ise çocukluk döneminde özellikle anne ve baba ile kurulmuş olan ilişkiler incelenerek, ihmal edilmiş çocuğun karşılanmamış istek ve ihtiyaçları yaşantısal teknikler ile karşılanır.