Blog

Yavru Köpek

Yavru Köpek

Geçen hafta, “Sakarya’da yavru köpeği 4 ayağını kestikten sonra ormana attılar”  haberiyle irkildik. Ülkenin her tarafından tepki yağdı. “Bunu yapanlar insan olamaz, vahşet, felaket, acımasızlık” dedik. Siyasilerle yapılan röportajlarda bile soruldu, “yavru köpeğin başına gelenlerle ilgili ne söylemek istersiniz?” Herkes bunu yapanları lanetledi ve belki de sevgisiz büyüyen çocukların bunu yaptığını söyleyenler oldu.

Ben bir başka haber daha okudum. Köpeği bulan hayvansever Nuran Ersoy, jandarma ile birlikte yaptıkları araştırmada, “bölgede o gün bir iş makinesinin çalıştığını, köpeği buldukları yerde de yol kenarındaki otların muntazam şekilde kesilmiş olduğunu gördüklerini, yani kuvvetle ihtimal bebeğin patilerini iş makinesinin biçtiğini, bunu bir insanın yapmamış olması fikriyle biraz rahatlarken bebeğin kaderinin bu kadar acı olmasının yarattığı üzüntüyü” açıklıyordu.

Ama genel olarak haberlerde bu olasılık ifade edilmiyordu. Olayın, “insan eliyle yaratılmış vahşet” olma ihtimali daha fazla vurgulanıyordu. Suçlular aranıyordu: Bunu kimler yaptı?

Son haberler, o gün bölgede çalışan kepçe operatörünün tutuklandığını açıklıyor. Bölgede greyderle tatbikat yapıldı ve köpeğin anne ve kardeşlerinin iş makinesinin gürültüsünden kaçmadığı görüldü. Bunun bir iş kazası olma ihtimali öne çıktı. Bile bile olmamışsa, insanlık adına sevinecektik ama yavru köpek için acı acıydı, onun yaşadıklarını hiçbir şey değiştiremezdi…

Yaşananların en üzücü yanı, yavru köpeğin hayatını kaybetmesiydi. Umut veren yanı ise, AKP’sinden HDP’sine, MHP’sinden CHP’sine partilerin açıklamalar yapması,   aynı fikirde olarak bu konuya sahip çıkmalarıdır.

Buraya kadar iyi güzel ama, sizce ne kadar samimi bir ülkeyiz? Yavru köpeğe böyle sahip çıkabilmek ne kadar da kolay oldu bu siyasiler için… Oysa tecavüze uğrayan genç kızlara, kocaları tarafından öldürülen kadınlara, polis dayağıyla ya da gaz fişeğiyle ölen gençlere, onların acı çeken ailelerine hiç de böyle empatiyle yaklaşmıyorlardı…  Çocuğunun oynamaya doyamadığı bilyeleri mezarına serpiştiren anneye kin kusan konuşmaları kim unutabilir? Bunlar da vicdansızlık değil miydi?

Samimiyetsizlik, abartı, popülerlik akıyor her tarafımızdan. Her konuyu kendini göstermek için malzeme yapan kişiler, kurumlar, örgütlerle doldu ülkemiz. İçten bir çaba, kararlı ve sürekli bir sahip çıkma davranışı gösterenler o kadar az ki…

Siz, sevgili anne-babalar, siz nasıl davranıyorsunuz? Çocuklarınızı büyütürken hangi değerleri kazandırıyorsunuz? Onlara, başkalarının acılarına ve ihtiyaçlarına koşulsuzca, yalnızca insan oldukları için duyarlı olmaları gerektiğini iyice öğretiyorsunuz değil mi?

Tek şansımız bu çünkü, çocuklarımızı sağlam karakterli, sevgi ve saygıya değer veren, “kul hakkı” yemeyen, dürüst ve nazik insanlar olarak büyütebilmek. Bunu yapma gücümüzü kimse elimizden alamaz.

Özden Yılmaz Bilgin
psikolojik danışman/aile terapisti

Popüler Yazılar