Empatik Olmak Öğrenilebilir
Karşınızdaki kişi duygularınızı ciddiye almadığı zaman ne hissedersiniz? “Aman sen de ne çabuk memnun oluyorsun öyle” diyerek sevincinizi kursağınızda bırakanlar, “üzülecek başka şey mi bulamadın” diyerek üzüntünüzü hafife alanlar, “bundan da korkulur mu, çocuk musun sen” diyerek korkularınızla alay edenler, “sen de her şeye sinirlenirsin zaten” diyerek öfkenizden dolayı sizi suçlayanlar… Tüm bu olanlar karşısında kendinizi nasıl algılarsınız?
Hepimiz duyguları deneyimleyerek içselleştiririz. Neye üzüleceğimizi, neye neşeleneceğimizi, neyden korkacağımızı ve neye kızacağımızı yaşayarak öğreniriz.
Bu nedenle, çocuk büyütürken, duyguları ciddiye almak gerekir. Duygularını tanımasına ve ifade etmesine izin verilen çocuklar, büyüdüklerinde duygu hazinesi zengin, anlama yeteneği gelişmiş, empatik yetişkinler olurlar.
Empati, öğrenilebilen bir beceridir. Empatik olmanın önemli bir göstergesi, insanların neler hissettiğini kavramaya çalışmaktır. Bunun için öncelikle çocuklarınızın neler hissettiğini keşfetmelerine yardımcı olabilirsiniz. Sevmeyi, onları severek öğretebilirsiniz ama kimi ne kadar seveceklerine karışamazsınız. “seni sevmiyorum işte” diyen çocuğa, “çok ayıp, öyle şey olur mu, o seni seviyor ama sakın bi’ daha böyle söyleme” diye utandırıp suçlu hissettirmemelisiniz. Suçlanan, utanca boğulan bir çocuk, bu duruma öfke duyar. Belki öfkesini o anda göstermeyebilir ama bir gün bu öfke açığa çıkacaktır ve duyguları ciddiye alınmayan bir çocuk, başkalarını umursamayan ve onlara zarar verebilen bir yetişkin olarak karşımıza çıkabilir.
İnsanlar olaylara neye göre tepki verir? Yağan yağmur herkese romantik gelir mi? Yoksa geçen yılki seli hatırlatıp korku yaratabilir mi? Görüldüğü gibi, aynı olaya farklı farklı tepkiler veriyorsak, hangisinin doğru tepki olduğunu nasıl anlayacağız? Bunun doğrusu var mı?
Yaşanılan olaylardan herkes başka etkilenir. O yüzden birisine “korkma, üzülme, kızma, ağlama” demek son derece anlamsızdır. İnsanları hissettikleri için yargılamayın.
Duyguları için suçlamak yerine, neden böyle hissettiğini anlamaya çalışın. Öfkesini eleştirmek yerine, bu öfkeye önem verin ve kontrol etmesine destek olun. Siz yapamıyorsanız, bir uzmana danışın. Ama kimseyi suçlayıp utandırarak değiştirebileceğinizi düşünmeyin.
Çocuklarınız duygu havuzunu size bakarak doldururlar. Öncelikle, siz sevginizi, neşenizi paylaşın, dile getirin.
Kızgınlığınızı, üzüntünüzü saklamayın. Yapıcı bir şekilde dile getirin. Biriktirmeden ifade edilen olumsuz duygular, yıkıcı olmadan işlev görebilirler.
Karşınızdaki kişi ister çocuk, isterse yetişkin olsun, duygularının çok değerli olduğunu hissettirin. Onun görüşlerine katılmasanız bile, hissettiklerine müdahale etmeyin.
Şu sözü hatırlayın:
İnsanlar kendilerine ne söylediğinizi unutabilirler ama kendilerini nasıl hissettirdiğinizi unutmazlar…